Yapıcıoğlu, Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde gelerek ilk başta burada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’la bir görüşme gerçekleştirdi.

Ardından ilçede kurulan çadır kentte giderek orada depremzede vatandaşlarla bir araya geldi. Yapıcıoğlu, depremzedelerin hal hatırını, sorun ve sıkıntılarını dinledi. Daha sonra Yapıcıoğlu, Nurdağı’ndaki mahalli yetkililerle de bir araya gelerek bilgi aldı.

Yapıcıoğlu, Islahiye’de Eski Adalet Bakanı Abdulhamid Gül, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Valisi Davut Gül ve birçok yetkilinin bir arada olduğu heyetten bilgi aldı. Daha sonra Yapıcıoğlu, Islahiye’deki çadır kenti ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya gelerek depremzedelerin sorun ve sıkıntılarını dinledi.

Yapıcıoğlu bulunduğu temaslardan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayarak, açıklamalarda bulundu.

“Afet'in büyüklüğü özellikle Nurdağı'nda çok bariz bir şekilde göze çarpıyor”

“Depremin üzerinden dokuz gün geçti, yaralar büyük oranda sarılmaya başlandı.” diyen Yapıcıoğlu, şunları kaydetti:

“Afetin büyüklüğü özellikle Nurdağı'nda çok bariz bir şekilde göze çarpıyor. İlk başlarda belki İslahiye'nin çok ciddi bir yıkım yaşadığı şeklinde bir algı oluştu, ama oransal olarak en büyük darbeyi alan yerlerden bir tanesi Nurdağı. Neredeyse Nurdağı gibi bir şey kalmamış. Can kaybı da çok ciddi boyutta, 3 bine yaklaşan bir can kaybı var, 40 bin nüfuslu bir yer için çok ciddi bir sayıdır. Neredeyse nüfusun yüzde 8'e yakını can vermiş bu elim hadiseden. Rabbim beterinden korusun."

Yapıcıoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum başta olmak üzere diğer yetkililerle yaptığı görüşmelerin içeriği hakkında, “Yetkililerden aldığımız bilgi şu yönde: Enkaz altında arama kurtarma çalışmaları birkaç noktada devam ediyor, birkaç binada muhtemelen bugün veya yarın arama kurtarma faaliyetleri sonlanır. Ondan sonra mesela Nurdağı'nda binaların tamamı yıkılacak büyük bir ihtimalle.” dedi.

“Genel manada ihtiyaçlarının çok büyük bir kısmı karşılandı”

Vatandaşların ihtiyaçlarına değinen Yapıcıoğlu, “Yani bizim gittiğimiz yerlerde, çadır kentlere gittik, depremden zarar görmüş vatandaşlarla konuştuk. Genel manada ihtiyaçlarının çok büyük bir kısmının karşılandığı, vatandaşlar tarafından dile getiriliyor. Çadır sayısında bir yetersizlik var, her tarafta çadırla ilgili sıkıntı var. Belki sıkıntıların en az olduğu yerlerden bir tanesi yine Gaziantep. Fakat bazıları nüfusça çok kalabalık oldukları için küçük çadırların kendilerine yetmediğini söylediler. Ama onun haricinde ciddi bir şikayet yok.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin dört bir yanından o kadar çok yardım yağdı ki, artık bazı yerlerde iş israfa kaçtı”

Yapıcıoğlu, yapılan yardımların organize olunmadan yapıldığını belirterek, “İlk günlerde belki ilk 1-2 gün vatandaş bazı yerlerde su ve ekmek bile bulamadı, sıkıntı yaşadı. Burada da işte hemen 20 metre ilerimizde kaldırım üzerinde boydan boya yiyecek eşyalar, çadır kentin yanında kaldırıma serilmiş durumda, bunların önemli bir kısmı da artık çöp olacak. Yani ihtiyaç fazlası yardımlar gelmiş. Vatandaşlarımıza çağrımız şudur: O gıdaların hepsini bir anda değil, peyderpey, göndersinler." diye konuştu.

 “İlk günden arkadaşlarımız sahadaydı”

Depremin ilk anından itibaren HÜDA PAR olarak sahada olduklarını anımsatan Yapıcıoğlu, “Depremin ilk saatlerinde belki çok yoğun bir şekilde vatandaşa en fazla ihtiyaç hissettiği, acil gıda, belki sıcak bir çorba ve su yetiştirilmesi ve enkaz altında kalan vatandaşların oradan kurtarılması idi. Bu konuda arkadaşlarımız her tarafta sahaya indiler, herkes en yakın yere koştu.” dedi.

“Ciddi bir koordinasyon gerektiği düşüncesiyle biz 12 ayrı grup oluşturduk”

Yapıcıoğlu, meydana gelen koordinasyon yetersizliğini gidermek için HÜDA PAR olarak yaptıkları çalışmalara değinerek, şu şekilde konuştu:

“Yardımların daha düzenli olması için daha ciddi bir koordinasyon gerektiği düşüncesiyle biz 12 ayrı grup oluşturduk. Her biriyle birer grup düşecek şekilde, ama bazı illerde yıkımın çok olduğu yerlerde Maraş gibi, Antep gibi merkezlere, taşra ilçelerine ve onların köylerine ayrı gruplar şeklinde arkadaşlarımızı yapılandırdık.”