Akşener: "İYİ Parti olarak, bir acil eylem planı hazırladık"
Yakın tarihimizin, en büyük acısını yaşıyoruz ama tüm acılarımıza rağmen, her zaman olduğu gibi, yan yanayız diyen Akşener, “Ve bu yarayı, hep birlikte saracağımızın farkındayız. Çünkü, ne olursa olsun, bizim mayamızda...
Yakın tarihimizin, en büyük acısını yaşıyoruz ama tüm acılarımıza rağmen, her zaman olduğu gibi, yan yanayız diyen Akşener, “Ve bu yarayı, hep birlikte saracağımızın farkındayız. Çünkü, ne olursa olsun, bizim mayamızda kardeşlik var dayanışma var, zor günlerde, kenetlenme var. Bu, dün de böyleydi, şükürler olsun, bugün de böyle ve yürekten inanıyorum ki, yarın da böyle kalacak. Şüphesiz, yaşadığımız bu felaketin izleri ne hafızamızdan ne de kalbimizden silinmeyecek. Hayatla ölüm arasındaki, o ince çizgiyi, memleketimizi yasa boğan, o büyük acıyı, tüm Türkiye’nin kulaklarını çınlatan, o feryatları, asla unutmayacağız. Nice hayatların, nice hayallerin, moloz yığınlarının, altında kalışını unutmayacağız. Biz, dün de unutmadık, bugün de unutmayacağız ve asla unutturmayacağız! Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, Yüce Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevdiklerine, sabır diliyorum. Yaralı vatandaşlarımızın, bir an önce sağlığına kavuşmaları için, dua ediyorum. Hepimizin başı sağ olsun, hepimize geçmiş olsun.” dedi.
Ben, 1999 depremini bizzat yaşamış, yakınlarını kaybetmiş bir insanım diyen Akşener, “Dolayısıyla, deprem gerçeğiyle yüzleşmenin, ne demek olduğunu, iyi biliyorum. 99 depremi, hepimize çok şey öğretti. Mesela bunlardan biri ilk 72 saatin önemiydi. Arama kurtarma çalışmalarının, yapıldığı yerlerde, ayak altında dolaşmamak, oradaki çalışmalara, engel olmamak çok önemlidir. Çünkü ilk 72 saatte, en büyük ihtiyaç; enkaz altındaki vatandaşlarımızın kurtarılması ve bölgeye gerekli desteğin, en hızlı şekilde sağlanmasıdır. İşte biz de tam olarak bu sebeple, afeti öğrenir öğrenmez, Afet Koordinasyon Merkezimizi kurup, parti olarak seferber olduk. Milletvekillerimizi, genel başkan yardımcılarımızı, gençlik kollarımızı, teşkilat mensuplarımızı ve gönüllülerimizi harekete geçirdik. Hem arama kurtarma faaliyetlerine, yardımcı olmaları, hem de bölgedeki eksikleri, talepleri ve ihtiyaçları, tespit etmeleri için, 10 şehrimize gönderdik” diye konuştu.
Gençlik kollarının “Biz bu ateş sönene kadar, hep buradayız.” diyerek deprem bölgesinde çalışmalara devam ettiklerini söyleyen Akşener, “Gençlik kollarımızdaki, tüm evlatlarıma da özellikle teşekkür etmek istiyorum. İYİ Partili olmak ne demek, herkese gösterdiler. Göstermeye de devam ediyorlar. Onlarla gurur duyuyorum. İyi ki varlar. Ben de 72 saat sonra deprem bölgesindeydim. Yaralılarımızı ziyaret ettim, aile fertlerini, yakınlarını, sevdiklerini kaybetmiş insanlarımıza, taziye ziyaretlerinde bulundum. Yürütülen çalışmaları, yerinde gördüm. Depremzede vatandaşlarımızın, taleplerini dinledim.” şeklinde konuştu.
Özellikle ilk 3 gün boyunca, bölgede yaşanan organizasyon krizinin vatandaşların canını yakan, başlıca konulardan biri olduğunu dile getiren Akşener, şöyle devam etti:
“5’inci günde bile, hala arama kurtarmanın ulaşamadığı enkazlar vardı. Enkazların başında, binlerce insanımız, yakınlarının, enkaz altında, gün geçtikçe azalan seslerini dinlediler. Evlatlarını çıkarma ümidiyle, günlerce beklediler. Kimisi, evladının sesini duymuş. Enkaz altındayken, onunla konuşmuş. Yüzlerce kiloluk betonları, elleriyle kaldırmaya çalışmış. Ama beklediği yardım gelmemiş. Enkaz altından kurtulan vatandaşlarımızın, çektiği çile de ayrıydı. Cenazesine, kefen bile bulamayan, insanlarımız vardı. Depremin, 7’nci gününde bile, çadır bekleyen aileler vardı. Dondurucu soğukta, barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayamayan, günler boyunca tuvalet sorunuyla uğraşan, vatandaşlarımız vardı.”
Türkiye’nin içine hapsedildiği, tek adam sistemiyle, devletin kurumsal yapısının, nasıl can verdiğini, senelerdir anlattıklarını belirten Akşener, “Maalesef, deprem oluyor. Binlerce vatandaşımız, enkaz altında yardım bekliyor, soğukta çadır bekliyor, tuvalet bekliyor, aş bekliyor ve biz, iktidarın hiçbir ciddi hazırlığının olmadığını, afet yönetiminin çöktüğünü, Sayın Erdoğan ve ekibinin, acizliğini görüyoruz. Mesela ülkemizde, Cumhurbaşkanı yardımcısından Elbistan’a 20 kişilik bir ekip gönderdiğini açıklamasıyla, arama-kurtarma ekiplerimizin, ne kadar yetersiz olduğunu görüyoruz. Kahramanmaraş’ta depremzede vatandaşlarımız, geceleri, eksi 18 derece soğukla, mücadele etmeye çalışırken Teknoloji Bakanı’nın 1 milyon battaniye üretmekten duyduğu, gururu izliyoruz. Depremin ertesi gününde, birçok ilimizden, doğru düzgün haber bile alamazken Türk Kızılayı Başkanı’nın “Ulaşılamayan bir nokta yok” diyerek, kendini bile inandıramadığı, yalanına maruz kalıyoruz. AK Parti iktidarında, hiç kimse sorumluluk almıyor. Hiç kimse, hesap vermiyor. Bir Allah’ın kulu bile, istifa etmiyor. Onlar zerre utanmıyor ama ben utanıyorum. Onlar adına utanıyorum.” diye konuştu.
“Tüm bu ciddiyetsiz, yüzsüz ve liyakatsiz açıklamalara, neden maruz kalıyoruz biliyor musunuz?diyen Akşener, sadece ama sadece, kriz üreten, felaket üreten tek adam sistemi yüzünden olduğunu belirtti.
Nitekim, bu ucube sistemin, tek adamı Sayın Erdoğan tüm süreç boyunca, yine her zaman olduğu gibi, sınırsız yetkiyle donatılmış, kocaman bir sorumsuzluk hali içindeydi diyen Akşener, şöyle devam etti:
Hatırlayın, 2020’deki Elazığ depreminde, iban numarası paylaşıp “Bu tür afetler, bizler için büyük bir imtihan” demişti. 2021’de, Rize’deki, sel felaketinin ardından, vatandaşlarımıza, keyif çayı dağıtmıştı. 2022’de Marmaris’teki orman yangını mağdurlarına da paket paket çay fırlatmıştı. Yıl oldu 2023, biz, “Acaba ders almış mıdır?” diye, düşünürken bu sefer de, depremden 1 buçuk gün sonra, çıktığı, ilk televizyon yayınında “Günü geldiğinde, şu anda tuttuğumuz defteri açacağız” diyerek, milletimizi tehdit etti. Enkaz altındaki insanlarımızın, yerini bildirdiği ve iktidarın yapamadığını yapıp organize olarak yardım istediği, sosyal medyaya kısıtlama getirdi. Sonra da çıktı ve her felakette tekrarladığı gibi, yine utanmadan "Bunlar, kader planının içerisinde olan şeyler.” dedi. Yani yine kader dedi, yine tevekkül dedi. Gerçekten ibretlik.”
Ne oldu Sayın Erdoğan dünden bugüne, ne değişti? Diye soran Akşener, “Geçtim sorumlulardan hesap sormayı felaketin, daha 3’üncü gününde, utanmadan çıkıp, “Bugün daha rahatız, yarın daha da rahat olacağız.” dedin. Bugün, depremin 16’ncı günü. Söylesene, rahat ettin mi, Sayın Erdoğan? Tarihimizin, en büyük felaketlerinden birini yaşadık. 42 bin 310 kardeşimiz can verdi. İnsanlarımız, koordinasyonsuzluktan, organizasyonsuzluktan, enkaz altından kurtarılmadığı için, soğuktan donarak öldü. Hatay yok oldu, Maraş harap oldu. Adıyaman’da, Malatya’da, Kilis’te, Osmaniye’de, Diyarbakır’da, Şanlıurfa’da, Gaziantep’te, Elazığ’da, nice ocaklar söndü.” dedi.
Biz, İYİ Parti olarak meselelerin üstesinden gelebilmemiz için, önce onları konuşabilmemiz, çözüm yollarını arayabilmemiz gerektiğine inanıyoruz diyen Akşener şöyle devam etti:
“Depremin olduğu ilk günden itibaren, İYİ Parti olarak, sahada vatandaşlarımızla birlikteydik. Arama kurtarma ekipleri kurduk, enkazdan insanlarımızı çıkarttık. Bölgedeki ihtiyaçları tespit ettik, yardımlarımızı yönlendirdik. 600’ün üzerinde yardım tırını, depremzede kardeşlerimize ulaştırdık. Sahra hastaneleri kurduk. Aşevleri kurduk. Seyyar tuvaletler, çadırlar götürdük. Gün, eleştirme günü değildir dedik, taşın altına elimizi koyduk, AFAD’a yardımcı olduk. Bir yandan bu depremin ülkemizin, demografik yapısını değiştirmemesi için ne yapılması gerektiğini söylerken diğer yandan da, üniversiteler kapatılmasın, eğitime ara verilmesin diyerek; depremzede kardeşlerimizin barınma sorunlarını, KYK yurtlarını kapatmadan, nasıl çözeceğimizi anlattık.”
Gözlemleri ve çalışmalarım sonucunda İYİ Parti olarak, bir acil eylem planı hazırladıklarını söyleyen Akşener, “Bu eylem planında tarımdan sağlığa, sanayiden istihdama, eğitimden, kurumsal kapasitenin güçlendirilmesine, sığınmacılardan, barınma sorununa kadar, hayati önem taşıyan, birçok alanda kısa, orta ve uzun vadede, ne yapılması gerektiğini anlattık. Ayrıca Millet İttifakı olarak da bu çerçevede bir komisyon kurduk. Çalışmalarımızı ortaklaştırıp, en kısa zamanda milletimizle paylaşacağız.” ifadelerini kullandı.
Akşener, sözlerini şöyle tamamladı:
“İnsanlarımızın mağduriyetlerini, fırsat bilip, bu depremi, bir inşaat şovuna dönüştürmeyi planlayanların farkındayız. Bu büyük felaketin sorumlusu, kendileri değilmiş gibi, felaketten seçim vaadi devşirmeye kalkanların farkındayız. Depremi bir sahne olarak görüp, sergiledikleri performansla, öfkeli insanlarımızı, bireysel hedefleri doğrultusunda, etkilemeye çalışanların farkındayız. Biz, İYİ Parti olarak bunların hiçbiriyle ilgilenmeyecek her zaman olduğu gibi, milletimizin yanında duracağız.” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.