Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, kötü haber bağımlılığı olarak tanımlanan doomscrolling’in kişide yol açabileceği psikolojik ve nörolojik sorunlara değindi, önemli tavsiyeler paylaştı.
Doomscrolling teriminin Türkçe’de aralıksız olarak kötü haber okuma eğilimi ve kötü haber bağımlılığı anlamına geldiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Doomscrolling diğer bir anlamı ile ‘felaket kaydırması’ olarak ifade ediliyor. Görülen kötü haberlerle beraber merak duygusu da artıyor ve sanki yara kaşımak gibi hep bir sonraki haber takip ediliyor. Deprem felaketi ile beraber gördüğümüz kötü haberleri takip ederken ekran ya da sosyal medya başında geçen sürenin farkında bile olmuyoruz” dedi.
Felaket kaydırması ile beraber ekran sürelerinin uzadığına ve insanlardaki ruh sağlığının da ciddi düzeyde etkilendiğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Felaket kaydırması kişilerde ikincil travmaya sebebiyet verebilir. İkinci travma dediğimiz durumda kişi felakete maruz kalmasa bile yaşamışçasına süreçleri takip edip ve zihninde kurgulayıp travma semptomlarına maruz kalabilir. İrkilme hissi, sürekli ağlama ya da ağlama isteği, uykusuzluk ya da çok uyuma, iştahsızlık ya da tıkınırcasına yeme, kaygı, korku ve umutsuzluk semptomlar arasında görülebilir. Kişilerin bu hislere sahip olması için doğrudan depremi yaşamasına bile gerek yoktur. Kişiler gün boyu yapacağı doomscrolling ile tüm bu semptomları yaşayabilirler” diye konuştu.
Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, kötü haber takip etme alışkanlığının durdurulamama sebeplerini ve yol açtığı sorunları şöyle özetledi:
"Felakette uğramamış bile olsak felaket ortamı ile bağ kurma ve olup biteni öğrenme ihtiyacı oluşuyor. Genellikle bu kişiler yardım ve faydalı bilgi öğrenme ihtiyacı olarak yorumlasa bile bu oran oldukça düşüktür. Bilgileri faydalı olmadığını fark ettiğimiz anda bu durumun doomscrolling olduğunu anlayıp durdurmalıyız.
Durumu bilmek, durumu kontrol edebilme düşüncesi verir. Felaketler bizim için bir bilinmezliği işaret eder ve bilinmezlik insan psikolojisinin baş edemediği en kritik noktalardan bir tanesidir. Kişi sürekli olarak doomscrolling yaparak kontrol ettiğini düşünür. Fakat durum kişinin kontrolünden çok daha uzak olduğu için sadece kaygıya ve kontrol edilemezliğin teyidine yol açar.
Tehlikeyi tespit etmek sinir sistemimizin sürekli tetikte kalmasına neden oluyor. Evrimsel olarak da tehlikeyi tespit etmek ve tetikte olmak önemlidir fakat beynin sürekli olarak tehlike hissini tazelemesi ve sürekli tetikte kalması, sinir sisteminin dengesini bozabilir ve psikiyatrik hastalıklara sebebiyet verebilir.
Dommscrolling kişinin sistemini bozabilir. Kişide yoğun anksiyete, depresyon, stres ve şikayetler başlayabilir. Hormonal seviyelerde değişikliklere yol açabilir. Sindirim sistemi problemleri, dikkat ve konsantrasyon problemleri, baş ağrıları, uyku ve iştah problemlerine sebebiyet verebilir."
Her şey mükemmel gibi bir kenara çekilip deprem felaketi olmamış gibi davranmanın gerçekçi bir yaklaşım olmayacağını belirten Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “İkincil travmanın travmayı yaşayanların ve travma sonrası stres bozukluğuna sahip olanların etkileneceği kadar kişiyi etkilediğini söylemek mümkün. İkincil travmaya maruz kalmamak için doomscrolling‘ten uzak durmak oldukça önemli” dedi.
Taşkın, kademeli olarak kişiye zarar veren bu durumu değiştirmenin mümkün olduğunu şu tavsiyelerle açıkladı:
"Sınır koymak ve günlük saat belirlemek: Eğer gün içinde belli saatleri habere ayırırsanız odak noktanız sürekli olarak haberler olmayacaktır. Bu durum da anksiyetenizi azaltmaya yardımcı olacaktır.
Rutinlere kademeli geçiş yapmak: Rutinlere kademeli dönüş yapılması, kişiye güvende olduğu hissini verir. Eğer okul, iş, kurs ve spor gibi sürekli olarak devam ettiğiniz alanlar varsa bunlara devam etmek önemli bir stres düzenleyici olacaktır.
Kendi bedeniniz ile temasa geçmek: Gün içinde depresif duygu durumunuzdan dolayı hiçbir şey yapmak istemiyor olabilirsiniz. Bu durumda da yine doomscrolling’e geçiş yapabilirsiniz. Kendinizi durdurup bedeninize iyi gelecek şeylere odaklanmayı deneyin. Sıcak bir alan, rahat bir vücut pozisyonu, stresi dengeleyecek düzeyde kısa bir yürüyüş, temiz hava gibi size iyi gelen rutinlerden parça parça deneyin.
Kişiler ile yüz yüze temasa geçin: Eğer imkanlarınız elveriyorsa felakete uğrayan kişiler ile yüz yüze temasa geçip destek sağlayabilmek hem çok daha verimli olacaktır hem de size güvende olma ve güven verme hissini yaşatacaktır."