Hibya, programda BukyTalk kurucu ortağı Hasan Can Üretmenoğlu'nu stüdyosunda ağırladı.
Start-up nedir diye özet olarak anlatan Hasan Can Üretmenoğlu, “Start-up bir problem etrafında problemi neredeyse aslında bir takıntı haline bir grup kişin ve bu geleneksel ekonomiyi tehdit eden, hızlı büyüme şansı yakalaması çok kuvvetle muhtemel olan teknolojik girişimlerine verilen isim. Aslında hızlı büyüme bekleyen teknolojik girişimleri. Disruptive diye bir terim vardır start uplarda disruptive aslında piyasayı tehdit eden, geleneksel ekonomiyi tehdit eden anlamına gelir. Bunu da amazon örneği vermek istiyorum. Amazon 1994’te ilk kurulduğunda dünyanın en büyük kitapevi olarak lanse etti. Bunun arkasındaki güç teknolojiydi." diye anlattı.
Amazon'un arkasındaki teknolojiden bahseden Üretmenoğlu, "Hemen hemen her kitapevinden kitapları ürün olarak alıp o ürünleri e ticaret siteleri üzerinden yani amazon.com üzerinden açıp satışa sunduklarında siz bir kitap satın aldığınızda o yayınevinde hangi kitap varsa o kitapevinin yayınına lojistik direkt oradan alım yapan müşteriye gidiyor. Burada sadece bir internet tabanı üzerinden bir yazılımla birlikte dünyadaki bütün neredeyse kitapevlerinden daha fazla kitabı ev sahipliği yapan kitaba alış imkanı sunan bir web siteydi. Burada önemli olan şey disruptive yani kısa sürede yüksek teknolojiyle birlikte geleneksel ekonomideki geleneksel çözümlerdeki şeyleri tehdit edip kısa sürelerde çok büyük katma değerler yaratması, start-up genel anlamda budur.” diye konuştu.
Türker Akanlar, Start-up için, “Aslında bildiğimiz noktaları teknolojiyle yeniden harmanlayarak hayata geçirmek biraz da süreçleri kolaylaştırmak” dedi.
Kuluçka merkezinde fonlama sürecine geçişini Üretmenoğlu şu şekilde anlattı:
“Geçen hafta biraz kuluçka merkezinden bahsetmiştik. Kuluçka merkezi genel anlamıyla şuydu, aslında fikirlerin büyüyüp katma değerli işlere dönüşmesi için genellikle vakıflar veya devlet üniversiteleri tarafından bünyesinde bulunan merkezlere verilen isim. Fikirden prototipe prototiplerin ürüne üründen ise bahsettiğim gibi yatırım ve yatırım sonrası bu süreçler içinde barındırdığı bir merkez. Burada temel kriter şu aslında vakıf üniversiteleri veya üniversiteler burada sizin yapmış olduğunuz ve yüksek potansiyel sağlayan bu işleri yatırımcı karşısına çıkartıp bu yatırımcıların da paralarını akıllı sermaye, yani hızlı bir şekilde büyümesini ve daha büyük bir şirkete exist etme potansiyeli olan girişimlerin fonlandığı yerlere dönüşmeye başlıyor aslında kuluçka merkezleri aslında o açıdan da yatırımcıları da erişebileceği yatırımcıların katıldığı da bir yer.”
Yatırımcının kuluçkadan çıkan yeni çıkan bu girişimlere güven duyulabilmesi için şartları söyleyen Üretmenoğlu, “Ürün pazarın uyumunu oluşması lazım. Amazon’da eğer Jeff Bezos, bir fikir buldum insanlar internetten sipariş verecek. İnternette kitabı görmeden, koklamadan, ellemeden sipariş edecek diye bir vizyonla yola çıkıyor aslında ve ben bu vesileyle dünyanın en büyük kitabevi olabilir dünyanın en büyük kitap satıcısı olabilirim vizyonuyla çıkıyor ve eğer bu türü pazarın gerçekleriyle uyuşmasaydı yani gerçekten insanlar aslında o kitabı almasaydı. Ya ben kitabı özellikle dokunacağım elleyeceğim öyle alacağım gibi pazarda böyle bir dirayet, bir direnç olsaydı ürün pazar uyumu olmazdı. Birincisi yatırımcının baktığı şeylerden bir tanesi ilk aşamada baktığı şey ürün ve pazar uyumunun tam olarak olması gerekiyor. Ürün pazar uyumunu doğrulayacak. Ondan sonra geri bildirimler nasıl? NPS denilen 1 ile 10 arasında müşteri memnuniyet oranı ne? Yatırımcı ona bakar. Ben bir TL harcadığımda ne kadar para geri dönüyor. Return on Investment yatırımın geri dönüşü ne kadar oluyor? bu tarz böyle üç tane kritik özellik.” ifadelerini kullandı.
Üretmenoğlu, Türkiye’de bir yatırım aranıyorsa öncelikle anonim şirket olunması gerektiğini söyledi.
"Start-uplarda fonlama" yayınının tamamı ise şöyle: