Nilgün Serimoğlu'nun moderatörlüğünü yaptığı 'Güncel' yayınında tarihçi ve yazar Sadık Usta, konuk oldu.Sohbet havasında gerçekleşen yayında, 'Sadık Usta'nın kitapları-çevirileri', 'Felsefenin doğuşu' ile 'Kölelik ve felsefe bağlantısı' gibi konu başlıkları ele alındı.Tarihçi ve yazar Sadık Usta, Türkiye’nin kurtuluşu aslında felsefede olduğunu söyledi.Usta, "Felsefe aslında insanlara düşünmeyi öğretiyor, sorgulamayı öğretiyor. Her insan düşünür ama düşünmenin de bir yönteminin olması lazım, sistemleştirilmesi lazım, şüphe duyması lazım, insanların bilgilerine, inandıklarına veya gelenekten gelen alışkanlıklarına, yaşam alışkanlıklarına bunların hepsinin sorgulanması lazım. Bu bakımdan felsefe birçok insana iyi gelmektedir. En azından kafası netleşmekte, yaşamı düzenlenmekte, sorunları nasıl ele alacağı konusunda aydınlanmakta bu bakımdan felsefeye ilgi çok arttı.” şeklinde konuştu.Sadık Usta, kitaplarında ve konuşmalarında ise felsefe kavramını şöyle açıkladı:"İnsanın sınırlı ve kıt bilgisiyle evrenin sonsuz ve sınırsız bilgisine kafa tutmasıdır diyorum. Çünkü insan elindeki bilgilerle yetinmezse daha çok bilgiye ihtiyaç uyar daha çok bilgiye sahip olmak için çaba gösterirse aslında mevcut bilgiye de kafa tutmuş oluyor. O bakımdan ben felsefeyi aktif bir uğraş olarak görüyorum.”Felsefenin ortaya çıkmasında refah seviyesi yükselmesi etkili midir?Sadık Usta, "Toplumlar genel olarak baskının ve sömürünün ağırlaştığı dönemlerde felsefecilere ihtiyaç duyarlar. Toplumlar derin bir kriz içine girdikçe arayış içerisine girerler. O arayış içerisinde yeni dünya tasarlayıp kafalarında yeni bir toplum yeni insani ilişkiler tasarlarlar.Dönem dönem toplumlar krize girince orada büyük filozoflar çıkar ve o büyük filozoflar alıştığımız bazı kavramları yeniden tanımlayarak yeniden bir anlam vererek bizim farklı düşünmemizi sağlarlar. O bakımdan refahın bir etkisi vardır" ifadelerini kullandı.Kölelik ve felsefe bağlantısına değinen Usta, "Kölelik kavimler ilk dönemlerde birbirlerinin birikimlerine konarken karşı taraftan bir düşmanca müdahale olmasın diye erkekleri kılıçtan geçirip kadınları ve çocukları köleleştirirlerdi. Fakat bir süre sonra insan yerleşik hayata geçip beden gücü gerekince o insanların emek gücünü üretimde kullanmak bir iki açıdan bir devrimdi. Birincisi artı ürünün ortaya çıkmasını sağlamış oldu böylece insanlık tüketeceğinden daha fazlasını üreterek bir nevi doğrudan doğruya çalışmak zorunda olmayan bir kaymak tabakanın finanse edilip geçiminin sağlanmasını sağladı böylece toplumların içerisinde profesyonel düşünen insanlar ortaya çıktı." diye konuştu.'Tarihte istisnasız her şey her kavram her durum ikili bir rol oynar.' diyen tarihçi ve yazar Sadık Usta, "Bazen toplumları ilerletir ama bir süre sonra da insanlığı ilerletmez köstek olmaya başlar. O durumları aşmak için de yeniden devrim olması lazım." dedi.Sadık Usta, İslam felsefesinin kurucuları ve öğretmenleri konusunda ise Dünyayı Değiştiren Düşünürler cilt 5'in tamamen İslam felsefesine ayrıldığını ifade etti.Usta, “Özellikle 7 yüzyıldan itibaren 12. yüzyıla kadar muazzam bir gelişme olduğunu felsefeye bilime siyasete önem verildiğini çok önemli düşünürler yetiştirdiklerini El Kindi gibi ilk Arap filozofu diyorum ben ona sonra arkasından Farabi, İbn-i Sina, Ömer Hayyam, Biruni gibi önemli hala bugün Hindistan’ın coğrafyasına ilişkin yazdığı kitap o dönemden kalan tek kitap. Ama aynı zamanda İbn Rüşd gibi Aristoteles gibi uzmanı dönemde. Bütün bu felsefeye bilime yoğunlaşmak olağan üstü bir uygarlık yaratmıştır.” dedi.