Yalçın'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“4C’den 4B’ye geçen ama 4CB şeklinde ifade ettiğimiz şimdi 4A kadrosuna alınacak arkadaşlarımızın öğrenim durumlarına uygun şekilde konumlandırılması konusunda beklentiyi aktardık. Tamamı sözleşmeli olan kurumlardaki personelin durumuna ilişkin temel yaklaşımlarımızı bir kez daha paylaştık. İdari Hizmet Sözleşmeli usta öğreticiye ek ders yapan fahriler gibi konulara ilişkin beklentileri aktardık. Dolayısıyla memur işi yapan işçiler memur kadrosu bekliyor. Bu konudaki talebi aktarmış olduk. Kadroya geçen personel emekli aylığı noktasında mağduriyetinin üretilmemesi hususunda temel yaklaşımlarımızı ifade etme fırsatı bulduk. Bu açıdan gösterge düzenlemesi konusunda da kamuoyuna 5 milyon 300 bin insanı ilgilendiren büyük bir düzenleme yapıldığı için memnuniyetimizi ifade etmiş ama orada şefler, teknikerler başta olmak üzere bu ek gösterge düzenlemesinde adalet ve hakkaniyetin tamamen sağlanması ve birinci dereceye kadar yükselenlerin 3600 ek gösterge alabilmesi ve emekli olabilmesi konusundaki beklentimizi bir kez daha ifade etme fırsatı bulduk.
Vergi matrahları konusunda kamu görevlileri olarak huzursuzluğumuz var. Çünkü aldığımız ücret, bir taraftan geri düşüyor. Tabiri caizse kaşıkla aldığımız, kepçeyle geri gidiyor gibi bir pozisyon söz konusu. Son birkaç ay kamu görevlileri burada matrahlardan kaynaklı olarak aldıkları ücreti kaybediyorlar. Bu açıdan verginin yüzde 15’e sabitlenmesi ve vergi matrahlarını bu anlamda yükseltilmesi konusunu aktarmış olduk. Kamu görevlileri boyutuyla yaşadığımız ekonomik durumu, zorluğu ifade ettik ve özellikle büyükşehirlerde kira tutarlarının memurlar açısından kabusa döndüğünü, mevsimsel giderler, zorunlu harcamalar, sabit gelirlerin belirli büyüklüğünü hepimiz biliyoruz. Memur artık büyükşehirlerden kaçmaya başladı. Memur maaşlarının yükseltilmesine olan ihtiyacımızı bir kez daha ifade ettik. Bu konuda beklentimizi ortaya koyduk.
Asgari ücrette yapılan düzenlemenin çıtası ve çıpası ortada. Bu düzenleme aynı zamanda sahanın okunduğunu ve görüldüğünü gösteriyor. Bunun memurlar tarafından da aynı şekilde görülmesi gerektiğini çünkü aynı şartların memurlar içinde geçerli olduğunu belirttik. En düşük memur maaşını biz son toplu sözleşmeyle önemli bir aşamaya taşımıştık ama ekonomik göstergeler, oluşan alım gücü kaybı ve enflasyon boyutuyla bu artık geride kaldı. 8 bin 39 TL en düşük devlet memuru şu an. Bunun bir an önce toparlanması ve asgari ücretteki iyileştirmenin burada da aynı şekilde yapılması konusunda temel yaklaşımımızı ortaya koyduk.
İstiyoruz ki, kamu görevlilerinin durumu bir an önce görülsün ve bu ocakta enflasyon farkıyla beraber ek bir zammın yapılması artık zaruret olmuştur. Memurlar için zam yapmanın birçok seçeneği var. Memur olarak, ek zam bekliyoruz.
Toplu sözleşmelerde vergi dilimlerinin sabitlenmesi konusunu, vergiden kaynaklı memurun gelir kaybı yaşamaması konusunu ifade ediyoruz. Asgari ücret kadar tutarın vergiden muaf edilmiş olması bir anlamda bir nefes aldırdı fakat şu an matrahların aynı oranda yükseltilmemesi dolayısıyla memurlar kayıp yaşıyor.“