Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"İşsizinden tutun memuruna kadar işçisinden tutun çiftçisine kadar her kesimin bir şekilde sorunları var. 14 milyona yakın emeklimiz var. İntibak sorunları var, yıllardır çözülmedi. Emekli büyümeden pay almıyor. Kanun çıkardılar. Yüz karası bir kanundur. Beni eleştirebilirsiniz. Benim de sizi eleştirmeye hakkım var. Ekonomik büyümeden emekliler pay almasın diye kanun çıkaranlar, oy verenlere oy verirseniz benim iki elim yakanızda olur onu söyleyeyim.
Türkiye’nin büyümesinden pay almayacak bir sınıf olarak siz tarihe geçtiniz ve bu tarihi yazanlar, parlamento çatısı altında el kaldırdılar. Emekliler büyümeden pay almayacak diye. İtiraz eden bu kardeşinizdi. Emekliler de bizim insanlarımız. Onlar çalıştı. Onlar Türkiye’nin büyümesine katkı sağladı. Emekli olup da AK Parti’ye oy veren vatandaşıma bu çerçevede vicdanını bir kez daha sorgula diye seslenmek isterim.
Emeklilerin yüzde 80’i açlık sınırının altında aylık alıyor. Emekli ikramiyesi için verdiğim mücadeleyi bütün emekliler bilir. 2018’de bin lira verildi. 2022’deyiz 100 lira artırdılar sadece. 2018’in bin lirasıyla 2022’nin bin lirası aynı mı acaba? Ayrıca bazı bankaların emeklileri var. Mesela Vakıf Bank emeklileri, bunlar ikramiye bile ödenmiyor. Emeklilerin sorunlarını çözeceğiz. Emekli bu ülkenin caddelerinde onuruyla gezecek.
Toplumun her kesiminde sorun var. Eczacılar geçen yürüdüler. 20 bin kişiyi aşkın bir eczacı grubu Ankara'da yürüdü. Toplumun elit bir kesimi, üniversite bitirmiş bir kesim. Eğer bunlar sorunlarını çözmek için bu kadar uzun süredir bekliyor ve artık beklemenin sonunda Ankara'da toplanıp miting yapıyorlarsa bir sorun var demektir. Eczacı kardeşlerime sesleniyorum. Bütün sorunlarınızı biliyorum. Raporlar elimde. Bir şeyi bilmenizi isterim. Sizin sorununuz da emeklinin sorunu gibi çözülmesi zor bir sorun değil. Sizin de hakkınızı teslim edeceğiz, bu ülkede güler yüzle hizmet edecek. Hiç kimsenin endişesi olmasın.
Her şeyin başı bilgidir. Bilgisiz bir toplum olmaz. Bilgiyi üreten insanlar vardır. Bilginin üretildiği yerin adı üniversitedir. Eğer üniversiteler bilgi üretirse o ülke çok hızlı büyür. O nedenle bilim insanları dünyanın her yerinde el üstünde tutulan insanladır. Bilim insanı doğru söylediği için değil, bilim insanı sorulması gereken soruyu sorduğu için çok değerlidir. Bilim insanı hepimize katkı verir ve insanı yücelten temel faktör bilimdir.
Boğaziçi Üniversitesi, ciddi bir sorunla karşı karşıya. Bir rektör atadılar rektör bir süre sonra ayrıldı. İkinci rektörü atadılar o hala koltuk peşinde. O üniversite bırakın rektörlük yapmayı, profesörlük unvanına alabilecek yetenekte olmayacak kişiyi getirip rektör yaptılar. Bir kişi kendisine birden fazla koltuk ayarlar, üç ayrı koltuğa oturmaya kalkarsa o kişi bilim insanı değildir. Kişi gücünü koltuktan almaz. Koltuğa güç verir. Üniversitelerimize gözümüz gibi bakmalıyız. Üniversiteler bilim öğretebilmeli. Devlette liyakat dediğimiz zaman aynı şekilde üniversitelerde de liyakat olacaktır.
Bazı köşe yazarları 200’ün üzerinde yazı yazdı. ‘Adayınız kim?’ diye. Geçenlerde Erdoğan çıktı ve vizyon açıkladı. 2 buçuk saat tek başına kürsüdeydi. Çünkü başka bir kişi asla istemez. Devleti tek kişiye teslim ettiğinizde vizyonu da tek kişi açıklar. Bizim dışımızda kimse itiraz edemez. Biz böyle bir anlayışla yarının Türkiye’sini zaten inşa edemeyiz. Kendi geleceğinizi inşa edersiniz. Cumhuriyet Halk Partisi, sadece bir adaya oy istemeyecek. CHP dar bir siyasi anlayışla oy istemeyecek. CHP yepyeni bir anlayışla yepyeni bir sisteme oy isteyecek. CHP adaya oy istemeyecek, güç birliğine oy isteyecek. CHP oyları daha iyi bir yaşam isteyecek.”