Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 7-10 Aralık günlerinde Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenecek 1. Çin-Arap Devletleri Zirvesi’ne ve Çin-Körfez Arap Ülkeleri İş Birliği Konseyi Zirvesi’ne katılacak ve Suudi Arabistan’a resmi bir ziyaret yapacak. Ziyaret, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasından bu yana, Çin’in Arap dünyasına yapacağı en büyük ölçekli ve üst düzeyli diplomatik faaliyet olma özelliği taşıyor, Çin ile Arap ülkeleri arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinde bir kilometre taşı olacak.
Son yıllarda Çin’in Orta Doğu ülkeleriyle iş birliğini derinleştirdiği bir dönemde, Çin’in Orta Doğu’nun önemli ülkesi olan Türkiye ile ikili ilişkileri de sürekli artıyor. Bu yıl, Çin ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 51’inci yıldönümü. Geride kalan yarım yüzyıl içinde süregelen gelişme sayesinde, iki ülke arasındaki ikili ilişkiler her geçen gün daha da olgunlaşıyor ve istikrarlı şekilde gelişiyor.
Nitekim, 2000 yıl öncesinde tarihi İpek Yolu, coğrafi olarak birbirlerine 10 bin kilometre uzaklıkta yer alan Çin ve Türkiye’yi birbirlerine sıkıca bağlamıştı. Günümüzde, “Kuşak ve Yol” inisiyatifi ve “Orta Koridor” planının kenetlenmesiyle iki ülke arasındaki bağlar daha da yoğunlaştırıldı. Siyaset, ticaret, kültür ve teknoloji alanlarındaki iş birliği hızlı gelişme rayına girdi, iki ülke birbirlerinin kalkınmasına güç kattı.
Çin ile Türkiye arasındaki ikili ilişkiler, sürekli sağlamlaştırılan karşılıklı siyasi güvene dayanıyor. Geçen yarım yüzyıl içinde, Çin ile Türkiye arasındaki ikili ilişkiler, giderek karmaşık hale gelen ve hızla değişen küresel durumun getirdiği testlerden başarıyla geçti, iki ülke arasındaki karşılıklı siyasi güven sürekli pekiştirildi. Son yıllarda Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın rehberliği altında, iki ülke arasındaki stratejik iş birliği pekiştirildi, iki ülke, birbirlerinin ulusal egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü korumak ve kendi şartlarına göre gelişme yolunu tercih etmek için harcadığı çabaları destekledi. İki ülke, çok taraflılığın korunması, küresel ve bölgesel meydan okumaların üstesinden gelinmesi için yakın iş birliği yaptı. İki ülke ayrıca, küresel yönetişimin güçlendirilmesi, hegemonyacılığa karşı çıkılması için ortak çaba harcadı. 16 Eylül 2022 tarihinde Xi Jinping ve Erdoğan, Özbekistan’ın Semerkant kentinde düzenlenen Shanghai İş Birliği Örgütü Devlet Başkanları Konseyi’nin 22. Toplantısı’nda bir araya geldi, önümüzdeki günlerde iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi hakkında önemli görüş birliğine vardı. Bu, ikili ilişkilerin gelecekteki gelişmesine büyük dinamizm kattı.
İki ülke arasındaki ikili ilişkiler, verimli gelişen ticari iş birliğine dayanıyor. Çin, Türkiye’nin Asya’da en büyük ve dünya genelinde ise ikinci büyük ticari ortağı konumunda. Türkiye, “Kuşak ve Yol” inisiyatifine en erken destek veren ülkelerden biri. 2021 yılında Çin ile Türkiye arasındaki mal ticaret hacmi, 35 milyar 900 milyon ABD Doları’nı buldu. Bu miktar Kovid-19 salgının hızla yayıldığı bir döneme rağmen yüzde 46 oranında arttı. Bu yılın ilk üç çeyreğinde ise bu sayı, yüzde 19,1 oranında artarak 29 milyar doları buldu. Çin, Türkiye menşeli ürünlere yönelik ithalatını artırmak için bir dizi tedbir aldı. Kiraz, antepfıstığı, süt ürünleri, deniz ürünleri ve kümes hayvanı eti gibi Türkiye menşeli kaliteli tarımsal ürünler, Çin vatandaşlarının sofrasına götürüldü ve Çinli tüketicilerin beğenisini kazandı. Çin’in Türkiye’ye yaptığı yatırımlar da istikrarlı şekilde artıyor. 2021 yılı sonu itibariyle Çin’in Türkiye’ye yaptığı toplam doğrudan yatırım 2 milyar 390 milyon doları buldu. Türkiye’de faaliyet gösteren Çin işletmelerinin sayısı bini aştı. Ankara-İstanbul hızlı demir yolu hattı, Hunutlu termik santrali gibi Çin işletmelerinin Türkiye’de üstlendiği bir grup proje verimli çalışıyor. Çin ve Türkiye ayrıca digital ekonomi, yeşil ekonomi, yeni enerji gibi alanlardaki iş birliğinde sürekli gelişme kaydetti. İki ülke arasındaki ticari iş birliğinin derinleştirilmesi, iki ülkenin halklarına gözle görülür yarar sağlıyor ve küresel ekonomik canlanmanın hızlandırılmasına katkı veriyor.
İki ülke arasındaki ikili ilişkiler, her geçen gün gelişen kültürel değişime dayanıyor. Çin’in Türkiye’de açtığı dört Konfüçyüs Enstitüsü, Türkiye vatandaşlarının Çince öğrenmesi ve Çin kültürü hakkında bilgi edinmesi için önemli bir pencere haline geldi. İki ülkede onu aşkın üniversitede Çince veya Türkçe bölümü açıldı. Yunus Emre Merkezi Beijing’de hizmete girdi. Çin ile Türkiye arasında 25 kardeş eyalet veya şehir ilişkisi kuruldu. “Çince köprüsü” adlı Küresel Üniversite Öğrencileri Çince Yarışması ardı ardına birçok yıl Türkiye’de başarıyla düzenlendi. Çin ve Türkiye’nin genç kuşakları sanat ve kültür aracılığıyla birbirlerini daha iyi anladı, tanıdı, iki ülke arasında halklararası dostluğun pekiştirilmesine güç kattı. Özellilkle Çin ve Türkiye, salgınla mücadele konusunda yakın iş birliği yaptı ve aralarındaki dostluğu daha da pekiştirdi.
Çin ve Türkiye, yeni yükselen önemli piyasalar ve gelişmekte olan büyük ülkeler. Sağlıklı ve istikrarlı bir işbirliği güçlendirmek, iki ülkenin halkları dahil tüm dünya ülkelerinin halklarının ortak çıkarlarına uyuyor.
Çin Komünist Partisi 20. Ulusal Kongresi kısa süre önce başarıyla sona erdi. Çin, sosyalist modernleşme devletini kapsamlı şekilde inşa etmek için yeni yolculuğu başlattı. Çin, çifte kazanca dayalı dışa açılma politikasında ısrarcı olunacağını, Çin gelişmesinde doğan fırsatları diğer ülkeleriyle paylaşmaya hazır olduğuna vurgu yaptı. Buna paralel olarak, Türkiye de “2023 vizyonu” projesinde belirlenen hedeflere kavuşmak için hızla ilerliyor. Aralarında işbirliğinin günden güne pekiştirilmesi ve çıkar kaynaşmasının güçlendirilmesiyle birlikte, Çin-Türkiye stratejik işbirliğinin pekiştirilmesinde yeni sayfa açılacağına, Çin ve Türkiye’nin halklarına daha büyük mutluluk getireceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu