Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Osmaniyeli vatandaşlarıma ev sahibi olarak değerli Cumhur Müttefikimiz Devlet Bey’e ve şu anda birlikte yol yürüdüğümüz arkadaşlarıma da kalbi şükranlarımı ifade ediyorum. Öncelikle Osmaniyeli vatandaşlarımla birlikte tüm depremzedelerimize geçmiş olsun dileklerimi tekrar iletmek istiyorum.
Dün Hatay merkezli 6,4 ve 5,8 gücündeki iki depreme biz de Kahramanmaraş’ta yakalandık. Maalesef bu depremde de kayıplarımız ve yaralılarımız oldu. 6 Şubat’tan bu yana ardı ardına yaşadığımız depremler nedeniyle yüreğimize düşen ateşi anlatmakta kelimeler yetersiz kalıyor. Enkaz kaldırma çalışmalarında sona geldikçe maalesef acımızla beraber kayıplarımızın sayısı da artıyor. Son tespitlerimize göre deprem bölgesinde hayatını kaybedenlerin sayısı 41 bini geçerken, 115 bin insanımız da yaralı olarak kurtarıldı. Osmaniye’de bin 30 vatandaşımız defnedilirken 2 bin 606 vatandaşımız yaralandı. Bu vesileyle bir kez daha depremde vefat eden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar niyaz ediyorum.
Bilim insanları 6 Şubat Pazartesi maruz kaldığımı deprem felaketini dünyada karada meydana gelen en şiddetli deprem olarak tarif ediyor. Depremin üçüncü günü ve sonrasında bölge illerimize yaptığımız ziyaretlerimizde yıkımın şiddetini bizzat yerinde görme imkanı bulmuştuk. Dün Hatay ve Kahramanmaraş’ı yeniden ziyaret ettik. Her ne kadar birileri önemsizleştirmek istese de sadece ülkemiz için değil, insanlık tarihinin en büyük tabi afetlerinden biriyle karşı karşıya olduğumuz bir gerçektir.
Şartların zorluğuna bakmadan devlet ve millet olarak yaralarımızı sarmaya, hayata çok daha sıkı bir şekilde yeniden tutunmaya çalışıyoruz. Gerek depremin etkilediği bölgenin genişliği, gerekse çetin kış koşulları ilk etapta çalışmalarımızı zorlaştırmış olsa da deprem anından itibaren tüm imkanlarımızı şehirlerimiz için seferber etmiş durumdayız.
Afet bölgesinin tamamına ekskavatör, çekici, vinç, dozer, kamyon, arazöz, greyder, vidanjör gibi toplam 13 bine yakın iş makinesi sevk ettik. Her ne kadar ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler ‘Devlet yok, iktidar yok’ diyorlarsa da bunların gören gözü kör. Duyan kulağı sağır, kalpleri mühürlenmiş. İlk günden itibaren devlet; polisiyle, askeriyle, jandarmasıyla, tüm güvenlik güçleriyle beraber 11 ilimizde yerini almıştır.
Arama kurtarmadan destek, yardım, güvenliğe kadar tüm hizmetler için 271 bin görevlimizle vatandaşlarımızın imdadına koştuk. Yardımların ulaştırılması, yaralılarımızın sevki, vatandaşlarımızın tahliyesi ve asayiş hizmetlerinin temini için elimizdeki tüm imkanları kullandık. Bu süreçte farklı kurumlarımıza ait 38 gemi, 77 uçak, 120 helikopter, 45 insansız hava aracından bilfiil istifade ettik. Ayrıca depremzedelerimizin yeme içme ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla gereken tedbirleri aldık. Ama terbiyesiz, terbiyesizliğini bırakmaz.
Bir ülkede kendi kurum ve kuruluşuna bu denli ahlaksızca yaklaşmak, yenilir yutulur bir şey değildir. Enkaz kaldırma ve hasar tespit çalışmalarımızı yürütürken geçici barınma merkezlerimizi hızla devreye alıyoruz.
Bölgeye sevk edilen 300 bin çadırın kurulumu ile toplam 3 milyon 265 bin battaniyenin, 310 bin ısıtıcının dağıtımı gerçekleştirildi. Kulaklarınız duyuyor mu acaba? İnanın bunların kulakları var ama duymaz. Gözleri var ama görmez. Çünkü bunlar kördür, sağırdır.
Halihazırda 865 bin vatandaşımız çadırda. 23 bin 500 vatandaşımız, konteynerlerde. 376 bin vatandaşımız ise Milli Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’mıza bağlı yurtlarda ikamet ediyor. Diğer illere gitmek isteyen vatandaşlarımıza yardımcı oluyoruz. Osmaniye’de 14 bin 450 personelle arama kurtarma, yardım ve destek çalışmalarını yürüttük. Şehrimizde 132 arama kurtarma aracı, 74 ambulans, 408 iş makinesi görev yaptı, hala yapıyor. Osmaniye’den de 4 bin 500 vatandaşımızı başka illere tahliye ettik. Şehrimizdeki 27 bine yakın vatandaşımızı çadır kentlerde, 19 bini aşkın vatandaşımızı da Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı binalar ile yurtlarda barındırıyoruz.
Halen altyapı çalışmaları süren konteyner kentimiz de yakında hizmete girecek. Sıcak yemekten kumanya ve gıda paketi dağıtımına kadar tüm ihtiyaçlar karşılanıyor.
Çiftçilerimizin tarım ve hayvancılık faaliyetlerini yürütebilmeleri için kendilerine her türlü desteği veriyoruz, vereceğiz. Kalıcı konutların inşası ile ilgili adımları atmaya başladık. Bir yıl bize müsaade edeceksiniz. İnşallah bir yıl içerisinde biz bu kalıcı konutları yetiştireceğiz ve vatandaşlarımızı da bu konutlara yerleştireceğiz.
Depremden etkilenen 11 ilimize gönderilen binlerce uzman personelimiz hasar tespit çalışmalarını tamamlamak üzere. Şimdiye kadar deprem bölgesindeki illerimizde 4 milyon 232 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 123 bin binanın incelemesi yapıldı. Bunlardan 139 bin binadaki 458 bin bağımsız bölümün yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu tespit edildi. Osmaniye’de de 5 bin 175 binadaki 14 bin 724 bağımsız bölümün yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu görüldü.
Dün Hatay’da mart ayında temelini atarak işe başlayacağımız ilk 200 bin konutun müjdesini vermiştik. Osmaniye’de de 9 bin 550 konutla işe başlıyoruz. Ayrıca ilimizin elektrik, su, doğalgaz hatları gözden geçirilmiş. Kontrollü bir şekilde altyapı hizmetleri verilmeye başlanmıştır.
Tıpkı şehir merkezlerimiz gibi köylerimizi de bir yıl içerisinde ayağa kaldırmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda ilk etapta Osmaniye’de bin 361, Adana’da 701, Adıyaman’da 8 bin 21, Diyarbakır’da 2 bin 927, Elazığ’da 386, Hatay’da 14 bin 141, Kahramanmaraş’ta 12 bin 135, Kilis’te bin 2, Malatya’da 17 bin 990, Şanlıurfa’da 2 bin 54, Gaziantep’te 9 bin 130 olmak üzere toplamda 70 bin köy evimizi ahırıyla, bahçesiyle, parkıyla, kendi özgün mimarisine uygun şekilde yaparak, hak sahiplerine teslim edeceğiz.
Böylece sadece mart ayında 200 bini konut ve 70 bini köy evi olmak üzere toplam 270 bin vatandaşımızı ailesiyle birlikte ev sahibi yapmak için Bismillah demiş olacağız.
Kentsel dönüşüm projeleriyle TOKİ vasıtasıyla yürütülen toplu konut hamlelerinin önemini bir kez daha idrak ettik. Hamd olsun depremin etkilediği bölgelerde tek bir TOKİ binası dahi yıkılmadı.
Yatay mimari prensibimiz çerçevesinde konutlarımızın hiçbiri zemin+3 ya da 4 katı geçmeyecek. Vatandaşlarımdan bizlere bir yıl müsaade etmelerini istirham ediyorum. Kayıplarımızı geri getiremesek de devletimiz yıkılanın yerine daha iyisini, daha güzelini, daha dayanıklısını yapmaya hamd olsun muktedirdir.”