Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine sonrası açıklama yapıyor

Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle: "Sözlerime başlarken Kumluca ve Finike ilçelerinde meydana felen sel felaketinden zarar gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Devletimiz tüm kurumlarıyla...

Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"Sözlerime başlarken Kumluca ve Finike ilçelerinde meydana felen sel felaketinden zarar gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Devletimiz tüm kurumlarıyla ilçelerimizde çalışmalarını sürdürmektedir. Rabbim ülkemizi ve insalarımızı her türlü afetten, beladan muhafaza eylesin diyorum.

Son kabine toplantımızın ertesi günü turizmcilerimizle biraraya gelerek ülkemize yaptıkları katkıları için teşekkür ettik. Aralık ayının ilk gününde MGK toplantımızı gerçekleştirdik. Şanlıurfa'da sokaklarından meydana kadar her yerde milletimizle coşkulu ve samimi şekilde kucaklaştık, hasret giderdik. TİSK Genel Kurulu'nda işverenlerimizle dünden bugüne ve yarına ülkemiz ekonomisini değerlendirdik.

Cuma günü TRT World toplantısında dünyada olup bitenlerle ilgili görüşlerimizi katılımcılarla paylaştık. Aynı gün Bulgaristan Cumhurbaşkanı ile gerek ikili gerekse heyetlerarası görüşmelerimizi yaptık. Cumartesi günü Samsun'daydık. Bizleri muhabbetle bağrımıza vatandaşlarımızla bir araya gelerek toplu açılışlarımızı yaptık.

Bu sabah İstanbul'da katıldığımız Türkiye İnovasyon Haftası vesilesiyle ülkemizin üreten, düşünen, tasarlayan gücünü bir kez daha görme imkanını bulduk. Ülkemize ve milletimize hizmetle dolu iki haftayı geride bıraktık.

Bu hafta da yurt içi ve yurt dışında planladığımız çok sayıda programla ülkemize eser kazandırmayı, milletimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Covid 19 salgını sebebiyle milli mücadelenin sembolü, pekçok hadisenin 100. yılını coşkuyla değerlendirememiştik. Milli mücadele adımlarının her biri geçmişten geleceğe bir muhabesebe vesilesidir.

Cumhuriyetimizin 100. yılını yaşamak lafla, şarkıyla, şiirle olmaz. Bizim için istiklalimize, istikbalimize yakışır eser ve hizmetlerle milletimizin karşısına çıkmak demektir.

Dünyanın siyasi ve ekonomik olarak tarihi dönüşüm içine girdiği dönemde Türkiye Yüzyılı vizyonu çok daha hayati önem kazanmıştır. Kendi içimizde mutlaka hayata geçirmemiz gereken hususlar bulunuyor. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılında vaktimizi ve enerjimizi boşa tüketen tartışmaları artık geride bırakmalıyız.

Sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuçları ummak sağlıklı zihnin hayata ve siyasete bakış tarzı olamaz. Yönetim sistemi tartışmalarından, büyük projelere yaklaşıma kadar sağlıksız bakış açısının örneklerini görmek bizi üzüyor.

Yakın tarihte olup bitenlere dair kişisel görüşlerimiz ne olursa olsun hep birlikte ortak geleceğimize odaklanmalı, vaktimizi ve enerjimizi bu doğrultuda seferber etmeliyiz. Tarihimizi bir kavga, ayrışma, öfke alanı olmaktan çıkartıp, Türkiye Yüzyılı'na heyecanla, kararlılıkla bakabildiğimiz ölçüde bu millete olan sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getirebiliriz.

Türkiye Yüzyılı ile evlatlarımızı nesillerin özlemi olan güvenlik ve refah seviyesine çıkarmak istiyoruz. Bu mücadeleyi 85 milyon hep birlikte yürüterek, tüm dost, kardeş, mazlum, insanlıkla elele vererek başarıya ulaştırabileceğimize inanıyorum.

Ülkemizin ve milletimizin üzerinde karanlık hesaplar yapan emperyalist yapılara karşı aynı mücadeleyi tek vücut, tek yürek olarak vermek mecburiyetindeyiz. Hala milli iradenin gücü yerine emperyalistlerin inayetine bel bağlamak tarihten ders almamak demektir.

Siyaseti halka dayanarak yapmak yerine küresel vesayet araçların ülkemizdeki temsilciliğine sığınarak yürütmeye kalkmak 1 asırlık Cumhuriyet tecrübesinden nasiplenmemiş demektir. Geçtiğimiz günlerde Meclis'e sunulan başörtüsü özgürlüğünü teminat altına almayı, aile kurumunu güçlendirmeyi amaçlayan anayasa değişikliği teklifi ülkemizin sorunlarını milli irade ile çözme kararlılığın son örneğidir. Herkesi bu teklifi desteklemeye çağırıyoruz. Demokrasiyi savunan herkesi başörtüsü anayasa değişiklik teklifini desteklemeye çağırıyoruz.

Türkiye Yüzyılı'na girerken üzerinde önemle durmamız gereken husus milli meselelerde mutlaka birlik, beraberlik, dayanışma içinde hareket etmeyi başarabilmemizdir. Bu ülkenin hiçbir vatandaşının başka vatanı, devleti yoktur, başkalarını bilmeyiz.

Yıkıcı değil, yapıcı rekabetle Türkiye Yüzyılı'nda rol alacağımıza yürekten inanıyorum. 

Ülkemizle ilgili değerlendirmeleri yaparken küresel krizlerin, fırsatların önümüze çıkardığı fotoğrafı ihmal etmiyoruz. Sağlık ve güvenlik yanında enerjiden gıdaya insanlığın temel ihtiyaçlarını hemen tamamıyla ilgili sorunlar giderek artarken biz Türkiye'yi genel gidişten ayrıştıracak çalışmalara ağırlık verdik.

Bu süreçte bizimle ciddi bedeller ödememize yol açan sıkıntılarımız oldu. Bu sorun bir dönem sınırlarımıza dayanan, şehirlerimizi tehdit eden terör saldırılarıydı. Kararlılık ve cesaretle uygulamaya koyduğumuz yeni güvenlik stratejisiyle tehditleri kaynağında yok ederek bu sürenin üstesinden önemli ölçüde geldik.

Verdiği ağır kayıplara rağmen saldırılarını yeniden artırmaya çalışan terör örgütlerini bu saldırılarını yeniden arttıran sebepleri biliyoruz. Çirkin hesapları bir kez daha bozacağız.

Küresel sorunların tetiklediği bir diğer sorun enflasyon ve hayat pahalılığı. Bu sorunun da iç ve dış sebepleri var. Dış sebeplerin istikrara kavuşmasının biraz vakit alacağı anlaşılıyor. İçeride kimi panikten kimi art niyetten kaynaklanan kurdaki ve maliyetteki artışlarla izah edilemeyen fahiş fiyat artışlarına karşı karşıya kaldığımız bir gerçektir.

Ekim ayı işsizlik rakamları istihdamdaki artışın devam ettiğini devam etmektedir. Döviz rezervlerimizin, istihdamın arttığı dönemde daha kolay konularda kendi ayağımıza kurşun sıkamayız.

Ülkenize güvenin, sahip çıkın. Ülkenize destek verin. Kısa vadeli endişe ve kazanç kaygılarınızla ülkenizin geleceğine zarar verecek her türlü tasarruftan uzak durun. Elbette herkes alın terinin karşılığı olarak kazanacaktır. Ülkenin ve milletin kaybettiği ortamda bireylerin kazancı gibi gözüken hesaplar aldatmacadan ibarettir.

Yıllık enflasyonun birkaç ay içinde yüzde 40'lı rakamlara ineceği ortada iken hala etiketlerin başka hesaplarla belirlenmesi doğru değildir. Asgari ücret, memur ve emekli maaşları başta olmak üzere çalışanların refah seviyelerindeki gerilemeyi telafi etme yönündeki gayretlerimizin enflasyon maskesi arkasına sığınan haramzadeler tarafından akamete uğramasını izleyemeyiz.

Bu ülkenin 85 milyon vatandaşının ortak geleceği, menfaati bizim için her bir ferdin kişisel kazanç hırsından önemlidir. Enflasyonu hedeflediğimiz şekilde 2023 sonunda yüzde 20'Rler seviyesine 2024'de tek haneli rakamlara düşürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız.

Herkes hesabını 2023'de yüzde 20'ler seviyesinde yapsın. Aksi yönde hareket edenlerle biz hükümet olarak yetkimizi, milletimiz iradesini kullanarak gereken cevabı verecektir.

Bir kez daha altını çizerek söylüyorum; hiç kimsenin işine, gücüne, alışına, satışına, kazancına, karına karşı değiliz. Karşı olduğumuz, sadece ekonomik kuralların değil akıl ve vicdan sınırlarının dışına taşan niyet ve eylemlerdir. Piyasa denilen insani reflekslerle de çalıştığına inandığım mekanizmanın insanımızın sabrını daha fazla zorlamayacağına inanıyorum.

Unutmayın, en pahalı malın olmayan mal, en pahalı hizmetin erişilemeyen hizmet olduğu gerçeği aklımızdan çıkarmadan girişimcilerimize omuz vereceğiz. Yeter ki ülkenin çıkarına, hükümetin programına göz dikenlere fırsat verilmesin.

Geçtiğimiz günlerde kamuoyunda farklı tepkiye yol açan bir kızımızın erken yaşta evliliğiyle öncesi ve sonrasında acılarla ilgili görüşmelerimizi paylaşmak istiyorum. Şu ana kadar arkadaşlar gereken çalışmayı gösterdiler. Bunları görmezden gelen bir muhalefet sözkonusu. Günümüz şartlarında 13 yaşında nişan 14 yaşında evlilik durumunu kabul edebilmemiz asla kabul etmemiz mümkün değildir. Hele hele daha küçük yaşta istismar faciasını kabul etmemiz mümkün değildir. İçişleri Bakanlığımız tarafından yürütülen soruşturmanın ardından konu yargıya intikal etmiştir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız mağdur için avukat temin etmiş, hukuki süreci yakından takip etmiştir.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız iddianamesini hazırlamıştır. Dava ile ilk duruşmanın yakında yapılması bekleniyor. Konu kamuoyunun gündeme gelmiştir. Mesele medyada yer alana kadar bakanlıklarımızın, kurumlarımızın tamamı süreci takip etmiş, her işlemi bihakkın yerine getirmiştir.

Geçmişteki ihmal ve eksiklikler soruşturma kapsamında ele alınmıştır. Ülkemizde çocuklara yönelik taciz, tecavüz, reşit yaşa ulaşmadan evlilik gibi hususlarda hassasiyetimizi kimseye sorgulatmayız. Bu konuyla ilgili en önemli hukuki ve fiili reformlar bizim dönemimizde hayata geçirilmiştir. Bay Kemal sen bunlardan anlamazsın, senin böyle hassasiyetin yok. Söyleyeceklerimden sonra kendine çeki düzen ver, kendini ona göre ayarla. Bu tartışmalarda gördüğümüz riyakarlıktan duyduğumuz rahatsızlığı ifade etmek istiyorum. Böyle bir meseleyi milletimizin inancısı ve kurumlarıyla irtibatland ırmak ahlaki olmayan çarpıtmadır.

Diyanet İşleri Başkanlığımızın en üst düzeyde dillendirdiği bu meseleyi dinimizle ilişkilendirmek art niyettir. Niyet mağdurun hakkını savunmaksa bunu zaten yaphıyoruz. Mesela PKk'nın annelerin kucağından kaçırıp dağa götürdüğü, eline silah verdiği, liderlerin istismarına maruz bıraktığı kızlarımız için de aynı tepkiyi bekliyoruz. Bay Kemal Diyarbakır annelerini kaç kez ziyaret ettin. Kızları kaçırılıp gözüyaşlı annelerini kaç defa ziyaret ettin.

Bir siyasi partinin teşkilatlarında ve beled iyelerinde yaşanan onlarca istismarın üzerine aynı kararlılıkla gitmesini bekliyoruz. Diyarbakır annelerinin evlatlarını örgütün pençesinden kurtarmak için verdikleri mücadeleyi gözardı edenlerin, bu konudaki ataklığın ahlaki olmaktan kaynaklandığına nasıl inancağız. Suçun şahsiliği ilkesinin ardına saklananların son hadisenin dindar kesimlerin tamamını rencide etmeye çalışmalarının samimiyetine nasıl inanacağız.

Biz mağdurun ilk başvurusundan itibaren meseleyi tüm kurumlarımızla zaten sahiplendik. Bu konuda tepkisini gösteren her vatandaşımızın hassasiyetinin başımızın üstünde yeri vardır. Sırtınızı parlamentoda dönmek suretiyle siz benim bakanıma ders veremezsiniz. Sırtınızı dönmekle başka şeyler yaptığınızın farkında değilsiniz. PKK'nın istismar ettiği çocuklarımıza, parlamentodaki uzantılarına, sosyal mecra ve benzeri mecralarda rezilliklere göz yumanların, insanlarımızın değerlerine saldırırak onlara linç uygulamasına rıza göstermiyoruz.

Bu konuyu her seviyede takip etmeyi, neticelendirmeyi sürdüreceğiz.

Enerjinin her alanında son 20 yılda çok önemli gelişmeler kaydettik. Uzun zamandır hasretle beklenen müjdeyi, Fatih sondaj gemisinin keşifl verdik. Bölgedeki yeni keşiflerle ilgili gelişmelerin, çalışmalar nihayete erdiğinde kamuouyla paylaşmayı sürdüreceğiz. Şu anda yerli gazımızı Cumhuriyetimizin 100. yılında milletimizle buluşturmaya hasretmiş durumdayız.

Karadeniz'de Fatih, Yavuz, Kanuni ile birlikte 51 gemi faaliyet gösteriyor. 2200 metre denizin altında 170 kilometrelik boru yerleştirme işlemini tamamladık. Tuna 1 kuyusundan itibaren 15 arama, tespit ve üretim kuyusunun sondajını bitirdik. Gazı karada işleyecek Filyos doğalgaz işleme tesininin yüzde 85'ini tamamladık.

Sadece Karadeniz gazıyla yetinmedik. Boru hatlarımızı, gaz depolama tesisimizi de genişlettik. Yeraltı doğalgaz depolama tesislerimizin kapasitesi 6 milyar metreküpe ulaştı. Bunu 10 milyar metreküpe çıkartacağız. Cuma günü 4,6 milyar metreküp hacme ulaşan Silivri doğalgaz tesisimizin açılışını gerçekleştireceğiz.

Saros'ta inşası süren gemilerle gelen doğalgazın ulusal şebekeye aktarılmasını sağlayan tesisin açılışını yakında yapıyoruz. Karada da petrol arama faaliyetlerimizi yoğunlaştırdık. Daha önce petrol yok deyip beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık. Türkiye petrollerinin 40 bin varil olan üretimi bugün 65 bin varile çıktı.

Daha fazla sismik araştırma, sondaj ve verimliliği artırıcı yöntemlerle Cumhuriyetimizin 100. yılında günlük üretimimizi 100 bin varile çıkartmayı hedefliyoruz. Salgın döneminde Türkiye petrolleri arama ve üretim faaliyetlerine hız verdi. 34 yeni keşifle mevcut rezervimize 71 bin varil daha ekledik.

Bu yıl 150 kuyuda sondaj programı yaptık. Diyarbakır'daki kuyularımızda üç yıl önce 22,5 milyon varil rezerv varil keşfetmiştik. Adana'da 8 milyon varillik yeni bir rezerv keşfettik. Yeni açılacak kuyularla buradaki üretimimizi peyderpey artıracağız. Kuyu sayımızı süratle artırarak petrol üretimmiizi çok daha üst seviyelere taşıcağız.

Enerji sepetimizi, nükleer güç santralinden, güneş ve rüzgara kadar enerji kaynaklarıyla genişleterek en üst seviyeye çıkartmakta kararlıyız.

Küresel krizlerin dünyada zaten bozuk olan sosyal adaletsizliği büyüttüğü bir dönemde biz bu alanda da diğer ülkelerden ayrışıyoruz. Sosyal yardımları daha kapsayıcı yaklaşımla yeniden ele almaya yöneldik. Sosyal yardım politikamız yoksulluk sınırının altında düşenleri kollama yanında insanlarımızın hayat standartlarının üstünde tutmayı amaçlıyor.

Son sosyal yardım projemiz Türkiye aile destekleridir. Temmuz ve Kasım ayları döneminde 2,8 milyon hanemize 9,2 milyar lira nakdi kaynak ak tardık. Bu ay aynı proje dahilinde 3 milyon haneye 3.8 milyar lira daha nakdi kaynak aktarımı yapacağız. Engelli ve yaşlı aylıkların ödemelerini titizlikle sürdürüyoruz.

Türkiye çapında sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfımıza her ay gönderilen payı 224 milyon liradan 450 milyon liraya çıkardık. Sadece Kasım ayında sosyal yardım programları üzerinden 10,2 milyar lirayı bulmuştur. Aralık ayında da 10.3 milyar liralık kaynakla vatandaşlarımızı desteklemeyi sürdüreceğiz.

İhtiyaç sahibi vatandaşlarımız ile belirli konularda desteğe ihtiyaç duyan vatandaşlarımızı çekinmeden valilik ve kaymakamlıklarımız üzerinden ilgili kurumlarımızla irtibata geçmeye davet ediyorum.

Türkiye Cumhriyeti devleti hamdolsun her bir insanına sahip çıkacak, zor gününde yanında olacak güce ve dirayete sahiptir.

Öğrencilerimize sesleniyorum, gençlerimize sesleniyorum. Başarı Teşvik Programı. Sosyal yardım alma hakkına sahip olan ailelerimize mensup devlet okullarında okuyan, dereceye giren öğrencilerimize net asgari ücretin yüzde 60'ına kadar, yüksek öğretim öğrencilerimize net asgari ücret kadar desteği vereceğiz.

YÖK'ün belirlediği dünyada ilk 500 üniversiteye girme hakkını kazanan öğrencilerimize devletlerinin yanında olduğunu hissettirecek başarı desteklerini sağlayacağız.

Aynı durumdaki ailelerimizin evlatlarında işe girmek için gereken merkezi sınavlar ile bilim, spor, sanat yarışmalarına katılanların ihtiyaçlarını biz karşılayacağız. Bu program için 1,5 milyar liralık bütçe ayırdık.

Düzce ve çevresinde 23 Kasım'da yaşanan depremin etki alanında esnaf ve sanatkarımıza müjde vermek istiyorum. Bu bölgedeki esnaf ve sanatkarımızdan Halkbank'tan Hazine ve Maliye Bakanlığı destekli kredi kullanmış olanların ödemeleri 3 ay süreyle ertelenmiştir.

Son müjdemizi de üniversite öğrencilerimize vermek istiyorum. Yükseköğrenim öğrencilerimizin kredi burs miktarını hatırlayın göreve geldiğimizde 45 liracık veriyorlardı. Bu yıl itibariyle lisansta 850 lira idi. Şimdi bunu 1250 liraya çıkarıyoruz. Yüksek lisansta 1700, doktorada 2550 liraya yükseltmiştik.

Yurtlarımızda kalan öğrencilerimize verdiğimiz barınma yardımını aylık 750 liradan 1800 liraya çıkardık, hamdolsun bu yıl 850 bin kişiyle yurtlarımızda rekor barınma sayısına ulaştık. Gençlik ve Spor Bakanlığımızdan kredi veya burs alan öğrencilerimize önümüzdeki yıl ödeyeceğimiz rakamı açıklıyorum; lisans öğrencilerinde 1250 liraya, yüksek lisans öğrencileri için 2500 liraya, doktora öğrencileri için 3750 liraya çıkartıyoruz."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri