İlgililerden bilgi alan Erdoğan, daha sonra basın mensuplarına yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:''Türkiye Taş Kömürü İşletmeleri Amasra maden ocağında dün akşam saatlerinde meydana gelen grizu patlaması sebebiyle, fevkalade milletçe üzgünüz. Patlamada hayatını kaybeden işçilerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Madenden yaralı olarak kurtulan ve hala tedavisi süren işçilerimize rabbimden acil şifalar diliyorum.Devletimiz, madenin -300 ve -350 kodlarında yaşanan patlamanın hemen ardından tüm kurumlarını seferber etmek suretiyle kaza mahallindeki çalışmalara başlamıştır.Bir yandan arama kurtarma faaliyetleri yürütülürken bir yandan da yaralı işçilerimiz; ambulans, helikopter ve uçak ambulanslarla çeşitli illerimizdeki sağlık kuruluşlarına nakledilmiştir.Türkiye Taş Kömürü İşletmelerinden, AFAD’a ve beledilere kadar tüm kurumlarımız, bir an önce işçilerimize ulaşmak için adeta zamanla yarışmışlardır. Enerji ve Tabi Kaynaklar ve İçişleri Bakanlığımız ile Çalışma Bakanlığımız derhal olay yerine gelerek başlatılmış olan çalışmaların koordinasyonlarını yürütmüşlerdir.Biz de patlama haberini aldığımız andan itibaren, sürekli olarak İçişleri Bakanımla irtibat halinde olduk. Gece boyunca sürekli telefon görüşmelerimizi sürdürdük ve yapılması gereken atılması gereken adımları da sürekli atma gayreti içerisinde olduk.Bugünkü Diyarbakır programımızı iptal ederek, Amasra’ya gelip çalışmaları yerinde görme kararı aldık. Elbette bu patlamasının nasıl yaşandığı, varsa sorumlulukların kimler olduğu yürütülecek idari ve adli soruşturmayla ortaya çıkacaktır. Bu soruşturmalara çok yönlü olarak zaten başlanmıştır. Şu andaki önceliğimiz, yer altındaki işçilerimize ulaşmaktı ve en son 41’inci işçimize ulaştık. O da rahmetli olmuş. 40 olarak daha önce ilan edilmiş olan merhumlarımızın sayısı böylece 41 olmuş oldu. Hepsine Allah’tan rahmet diliyoruz, inşallah mekanları cennet olsun.Her konuda olduğu gibi çalışma hayatında da önce insan diyoruz. İnsan hayatının güvende olmadığı hiçbir faaliyet bizimi için muteber değildir. Bu anlayışla maden ocaklarımızda hala önemli sayıda ölümlerin olduğu kazaların yaşanıyor olmasını tabii ki kabul edemeyiz. Artık madenlerimizde hiçbir eksik, hiçbir gereksiz risk görmek istemiyoruz.Gerek bakanım, gerek sendika başkanım ve bu alandaki sendika kolunda faaliyet gösteren arkadaşlarımız, son 1 ay içerisinde ocağa indiler. Yerinde tetkitleri yaptılar. Şu anda bizim mevcut ocaklarımızın içerisinde Amasra Kömür İşletmeleri, en ileri imkanlara sahip olan ocak olmasına rağmen biz kader planına inanmış insanlarız. Kader planına da inandığımız için bunun ne dünü ne bugünü ne de yarını hiçbir zaman olmayacaktır. Her zaman olacaktır, bunu da bilmemiz lazım.Teknolojinin tüm kabiliyetlerini, işletmeciliğin tüm maharetlerini kullanarak maden kazalarını inşallah tarihe gömmek için elimizden gelen gayreti göstermenin çalışmaları içerisindeyiz.Yerli ve milli imkanlarımızın bu konuda da bize ihtiyacımız olan yapısal değişimi sağlamakta yeterli olacağına inanıyorum.Maden şehitlerimizin emanetlerine sahip çıkmak, bu devletin ve onun en yüksek temsilcisi olarak bizim boynumuzun borcudur. Rabbimden ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylemesini niyaz ediyorum.Özellikle ilk etapta bir karar daha aldık, o da 500+500 olmak üzere devlet ve ilgili bakanlığımız ve bunun yanında sendikamız 200, bunun yanında yine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'mız 100, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'mız da 50 bin olmak üzere hemen ailelere bu desteğimizi vermiş olacağız. Devlet olarak yapmamız gereken yardım ve desteğimizi de kabine toplantımızda belirleyip, onun da adımı atacağız.''