Kaldı ki gündem yoğunluğunun yüksek olması da volatilitenin artabileceğine işaret ediyor. Bu noktada yurt içinde büyüme rakamı, PMI imalat endeksi ve PPK özetleri öne çıkarken yurt dışında ise ABD Kasım ayı istihdam rakamlarının yanında GSYH verisi, PCE endeksi ve Fed Başkanı Powell’ın konuşmasını takip edeceğiz.
Fed’in enflasyonu takip etmek için kullandığı PCE endeksi Perşembe günü açıklanacak. Hatırlanacağı gibi son açıklanan TÜFE rakamı yıllık bazda %8,2’den %7,9’a gerilemişti. Bu eğilimin PCE verilerine de yansıması ve yıllık rakamın %6,2’den %6,0 seviyesine gerilemesi bekleniyor. Benzer şekilde çekirdek PCE’nin %5,1’den %5,0’e gerileyeceği tahmin ediliyor. Enflasyonun geri çekimle eğilimi göstermesi güçlü faiz artırımlarına ihtiyaç duyulmayacağına yönelik algıyı güçlendirebileceği için risk iştahı açısından da önem taşıyor. Ancak iyimserliği destekleyebilecek olsa da beklentilerden daha düşük bir rakam ortaya çıkmadıkça PCE verilerinin varlık fiyatları açısından kuvvetli bir itici güç olarak çalışması kolay olmayacaktır.
ABD’de önceki ay %2,6 olarak açıklanan üçüncü çeyreğe ait GSYH büyümesinin ise %2,7’ye revize edilmesi bekleniyor. Fakat öncü GSYH rakamının ardından açıklanan revizyonların etki derecesinin genel hatlarıyla düşük kaldığını söyleyebiliriz. Kaldı ki revizyon beklentisinin sınırlı olduğunu da düşünürsek verinin piyasalara anlamlı bir yansıması olmayabilir.
14 Aralık’taki Fed toplantısı öncesinde son istihdam verileri Cuma günü açıklanacak. Ortalama piyasa beklentisi önceki ay 261 bin kişi artış gösteren istihdamın bu kez 200 gibi daha sınırlı bir artış göstereceğine işaret ediyor. Genel hatlarıyla baktığımızda Fed’in agresif faiz artırımlarına karşın istihdam rakamlarının oldukça kuvvetli bir tablo ortaya koyması dikkat çekiyor. Bu açıdan bakıldığında verilerin Fed toplantısı öncesinde beklentilerden daha güçlü bir resim çizmesi risk iştahını negatif etkileyebilir. Diğer taraftan verinin sadece manşet rakamla değil enflasyon açısından da önemli bir gösterge olan saatlik kazançlardaki değişimle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu noktada saatlik kazançların yıllık bazda %4,7’den %4,6’ya gerileyeceğine yönelik beklentilerin pozitif bir sinyal verdiğini söyleyebiliriz.
Fed Başkanı Powell ise Çarşamba günü TSİ 21.30’da Brookings Institution tarafından düzenlenecek olan ve ana konu başlığı ekonomik görünüm ve istihdam olan bir panele konuşmacı olarak katılacak. Powell’ın önceki söylemlerinden ve geçen hafta açıklanan Fed tutanaklarından farklı bir tonda mesaj verme ihtimali yüksek olmasa da özellikle faizlerin gelebileceği nihai seviyeye ilişkin olası açıklamaları hareketlilik yaratma potansiyeli taşıyor. Öyle ki Ekim ayı enflasyon rakamlarının ardından geçen süre zarfında 10 yıl vadeli ABD tahvil faizlerinde 45 baz puana yakın geri çekilme yaşanırken dolar endeksinde ise %4 civarında değer kaybı gerçekleşti. Ancak yönünü aşağı çevirmiş olsa da Fed’in enflasyonla mücadelesinin devam ettiğini düşünürsek ortaya çıkan tablonun Fed’in hedefleri ile örtüşmediğini söyleyebiliriz. Bu nedenle Powell’ın önceki söylemlerinde olduğu gibi daha yüksek nihai faiz mesajı verebileceği göz önünde bulundurulmalı.
Euro Bölgesi’nde ise bu hafta gözler TÜFE rakamında olacak. Önceki veride %10,7 olarak açıklanan TÜFE’nin %10,4 seviyesine doğru geri çekileceği öngörülüyor. Enflasyondaki olası geri çekilmeye karşın ECB’nin 15 Aralık’taki toplantısında politika faizinde en az 50 baz puanlık bir artırım daha yapmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak özellikle çekirdek enflasyonun ortaya koyacağı tablonun faiz artırımının büyüklüğünü belirleyeceği tahmin ediliyor. Bu noktada çekirdek enflasyonun yıllık bazda %5,0’ten %4,9’a doğru gerilemesi bekleniyor.
TL: TL genel hatlarıyla sakin bir seyir izlerken bu hafta yurt içinde de gündem oldukça yoğun seyredecek. Bu kapsamda içeride Çarşamba günü üçüncü çeyrek GSYH rakamı açıklanacak. Hatırlanacağı gibi önceki çeyrekte büyüme %7,6 olarak gerçekleşmişti. Üçüncü çeyreğe ilişkin ortalama beklenti ise %4 seviyesinde bulunuyor. Diğer taraftan 8 aydır büyümeyi daralmadan ayıran 50 seviyesini altında kalarak oldukça zayıf bir sinyal veren ve geçen ay 46,4 değerini alan PMI imalat endeksinin Perşembe günü ortaya koyacağı tablo da yurt içinde izlenecek konu başlıkları arasında yer alıyor. Ayrıca geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği PPK toplantısında piyasa beklentisine paralel olarak politika faizinde 150 baz puanlık indirim yapan TCMB ise PPK özetlerini Perşembe günü açıklayacak. Özetlerin piyasa etkisi limitli olsa da alınan kararın nedenlerini daha detaylı şekilde görme şansı bulacağız.
Borsa İstanbul: Son sekiz haftanın yedisini değer kazanımı ile kapatan BIST-100 endeksi geride bıraktığımız hafta ise %7,5’in üzerinde değer kazanmayı başardı. Genel hatlarıyla baktığımızda teknik açıdan endeksin pozitif sinyaller vermeye devam ettiğini söyleyebiliriz. Ancak üzeri test edilse de 4900 direnci henüz aşılabilmiş değil. Dolayısıyla daha fazla momentum kazanılması için öncelikle bu noktanın üzerinde arka arkaya kapanışlar yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun gerçekleşmesi durumunda yukarıda 4940 ve 4990 seviyeleri sonraki dirençler olarak izlenebilir. Aşağıda ise 4800 seviyesi ilk anlamlı destek noktasını oluşturuyor.
BIST-30 en yakın vadeli viop kontratı
Günü 5412 puanda kapatan BIST-30 kontratlarında 5375, 5331, 5293 ve 5250 destek olarak izlenebilir. 5450, 5494, 5532 ve 5575 ise direnç noktalarını oluşturuyor.
USD/TL en yakın vadeli viop kontratı
Günü 18.6359 seviyesinde kapatan USD/TL vadeli işlem kontratlarında 18.5425, 18.4680, 18.3750 ve 18.2630 destek olarak izlenebilir. 18.7290, 18.8035, 18.8970 ve 19.0085 ise direnç noktalarını oluşturuyor.
Kaynak: ÜNLÜ & Co