İzmir'de Yaşar Kemal’in bin bir çiçekli bahçesi kapılarını açtı
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Yaşar Kemal Vakfı tarafından düzenlenen “Yaşar Kemal ile Bin Bir Çiçekli Bahçede” sempozyumu Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) başladı. Usta yazarın anlatı dünyasının “doğa”...
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Yaşar Kemal Vakfı tarafından düzenlenen “Yaşar Kemal ile Bin Bir Çiçekli Bahçede” sempozyumu Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) başladı. Usta yazarın anlatı dünyasının “doğa” ve “insan” eksenleri üzerinden tartışıldığı sempozyuma İzmirliler yağışlı havaya rağmen büyük ilgi gösterdi.
İki günlük sempozyumun açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Yaşar Kemal, yaşamı boyunca öyle büyük bir eser ortaya koydu ki, ömrü yaşam süresini aştı. Gök kubbenin altında, zaman var oldukça yankılanacak bir ses bıraktı. Yaşamıyla, Anadolu’dan bütün dünyaya yayılan ve yeryüzünün bütün kültürlerini kucaklayan sonsuz bir destan oldu. Barışı, sevgiyi ve demokrasiyi anlatan. Biz de ondan öğrendiğimiz gibi her ne pahasına olursa olsun yaşamı, barışı ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz. Çok yaşa Yaşar Kemal!”
Diğer açılış konuşmasını yapan Yaşar Kemal’in eşi ve Yaşar Kemal Vakfı Başkanı Ayşe Semiha Baban Gökçeli ise Yaşar Kemal’in şu sözlerini aktardı: “Benim de başlıca derdim doğadır. Kendimi bileli benim dostum doğadır. Dünyamız tükeniyor. Birçok hayvanın, birçok ağacın, birçok böceğin, birçok kuşun soyu tükendi. Bundan sonra da insanların soyu diyecektim, dilim varmadı. İnsanoğlu bu kötü durumu sürdürmeyecek, doğayla barışacaktır. Beni okuyanlar karamsar olamasınlar. İyi ki dünyaya geldik, yaşadık, ışığı gördük. Ya gelmeseydik, ya bu güzellikleri görmeseydik...”
Sempozyumun “Yaşar Kemal’e Merhaba” başlıklı ön oturum ile devam etti. Bu ilk oturumunda dostları usta yazarı ve onun edebiyatını “doğa” ve “insan” eksenleri üzerinden anlattı. Oturumun ilk konuşmacısı, Yaşar Kemal’in “Yılanı Öldürseler” romanından aynı isimle beyaz perdeye aktarılan filmin yönetmeni Türkan Şoray oldu. Şoray filmin çekim sürecini anlattı:
“Bir yandan kamera önü, bir yandan da yönetmen olarak kamera arkasındaydım. Film bittikten sonra İstanbul'a döndüğümde, ‘Acaba becerebildim mi?’ diye bir ay boyunca evden dışarı çıkmadım. Film laboratuvardan çıktığında çok iyi çekildiğini söylediklerinde çok mutlu olmuştum. Filmi birlikte izledik, Yaşar Kemal ‘Yahu ben beğendim’ dedi omzuma vurarak.” diye konuştu.
Yaşar Kemal’in “Deniz Küstü” romanını müzikli tiyatro oyununa uyarlayan Amerikalı besteci Michael Ellison da Yaşar Kemal’in doğa tasvirlerinin gücü ve saf şiirselliği karşısında zaman zaman nefessiz kaldığını söyledi. Ellison sözlerine şöyle devam etti:
“Yaşar Kemal ve eserleri ayrışma eğiliminin tam zıddında yer alıyor. Dinleme, empati kurma, Yörüklerin, doğanın ya da yunusların bakış açısından görme kapasitesinden pek çok okur için bir tür kâbusu ya da can düşmanını temsil eden Salman’a dek, her birinin zenginliğini kapsayabiliyor. Dünya her şeyden çok bu tür ruhlara ihtiyaç duymaya devam edecek. Onun eserleri de işte bu yüzden kalıcı olacak.”
Oturumun son konuşmacısı ise Lucien Leitess oldu. Usta yazarın İsviçre’de kitaplarını basan Union Yayınevi’nin yöneticisi Lucien Leitess Yaşar Kemal’i “Çağımızın son yıllarının büyük yazarlarından birisi” olarak tanımladı. Yaşar Kemal’in edebiyatının sözlü edebiyat ile yazılı kurgunun tarihsel kesişiminde yer aldığını dile getiren Leitess şöyle devam etti:
“Her ulusal edebiyat tarihi, kendi doğal gelişimi gereği yüzyıllar önce bu eşikten atlamıştır. Yaşar Kemal’in çağdaş eserlerinde bu geçişi benzersiz bir şekilde deneyimliyor ve anlıyoruz. Yaşar Kemal'in eserlerinde yer alan hiçbir tema geçmişte kalmış bir folklorik motif değildir. Hem şimdiki hem de geniş zamanda muazzam ve şaşırtıcı bir çağdaşlık. Tam da bu nedenle biz Anadolulu olmayanlar eserleri sayesinde onun derinliklerinde yatan özü tanıma şansına sahip oluyoruz. Her bir eseri adeta insanlık tarihinin bir laboratuvarı.”
Oturumu ise Türk sinemasının sultanı Türkan Şoray şu sözlerle kapattı: “Yaşar Kemal’in bin bir çiçekli bahçesinin en güzel çiçekleri İzmir’de açıyor.” Türkay Şoray ardından salonla birlikte İzmir Marşı’nı söyledi.
Sempozyum iki gün sürecek. İkinci günkü oturumların ardından yine AASSM’de Kardeş Türküler ücretsiz konser verecek. Halkın katılımına açık konser 3 Aralık Cumartesi günü 20.00’de başlayacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.